Tuesday, November 2, 2010

Bir hikaye

Anneyle oğlu oturmuş hararetli hararetli konuşuyorlardı... ben de yan masada oturmuş kahvemi yudumluyordum...ister istemez konuşmalarına kulak misafiri oldum...

kadıncağız belli ki oğlunun kötü yola düşmesinden derin bir endişe duyuyor , verdiği ibretlik örneklerle oğlunun gözünü açmasını istiyordu...bu şekilde giderse, oğlunun çok yaşayamacağından korkuyordu....oğlan üfleye püfleye annesini dinliyor, hiçbir şekilde etkilenmiş gibi görünmüyordu...

en nihayetinde dayanamadım, kadının haline acıyarak onlara doğru döndüm ve şöyle dedim :

Afedersiniz istemeden müdahil oldum konuşmanıza ama delikanlıya benim de söylemek istediğim birkaç lafım var...bak delikanlı,
zaman insanoğlunun harcayabileceği en değerli şeydir...hayatını erdemli bir biçimde yaşamalısın çünkü o zaman ölüm seni hazırlıksız yakalayamaz...dolu dolu, içine sindirerek yaşamalısın...
kısaca evlat,

yaşamış olarak mı ölmek istersin yoksa yaşamadan mı ?

No comments:

Post a Comment