Thursday, October 21, 2010

Cennet Cehennem

İşten eve yorgun argın gelmişsin...yapıyorsun bir fincan Türk kahvesi...oturuyorsun pencerenin kenarına...koyuyorsun sevdiğin bir CDyi başlıyorsun kendini sıfırlamaya...hele bi de yağmur yağıyorsa...

Cuma akşamı...saat 18.30 falan...Fanya'dasın...Hüseyin getirmiş sütü, dizmiş sofraya mezeleri...labadadan peynirden hafif hafif olaya girmişsin...arkada Müzeyyen Senar..."kimseye etmem şikayet" diyor...e biz de etmiyoruz...keyifler yerinde...başlıyoruz sohbete...

Mayıs ayı...gün batımı...hava kızarmış...sahilde yürüyüş...insanlarda bir iyimserlik...baharın büyüsünden herkes nasibini almış...

yani demem o ki...

Ölümün ötesinde arama cenneti...

sen yarat...çünkü zaten cehennemi de sen yarattın...

nasıl mı ?

burası zaten sen içinde kendi cennetini yaratabil diye "cennet olarak" yaratıldı...ama sen ne yaptın ? sen savaştın...sen aklını kullanmadın...sen yükselemedin...

" Yarattıklarımın en şereflisi " kelamına ters düştün...sen doğaya ve kendine ihanet ettin...

sen "insanı kamil olma yolunda ilerleme" vaadini tutmadın...

düştün kendi açtığın çukurun içine...

çık bakalım...

2 comments:

  1. "etme kimseye sikayet," agla kendi haline diyorsun, tekrar mukemmel bir anlatimla...

    ama sen onu birak da, Huseyin sutten kesilmediyse, ne zaman bir ziyaret, onu merak ediyorum asil, insanin zikri ve fikri iliskisi hududunda.

    Ellerine saglik, muhhhh yine... "CIK bakalim icinden,"..... cikabilirsen!

    ReplyDelete
  2. aradım Hüseyini,sitem etti...aslan sütü bu, diğerlerine benzemez...küser dedi...e gidip gönlünü alalım bari İroşum ;)

    ReplyDelete